İstanbul'da Tasavvufi Hayat

İstanbul’un fethi ile birlikte bu güzel şehir yeni değerlerle tanıştı. Bunlar İslam’ın özünden, Türklerin kültüründen damlayan kurumlardı. Edebiyat, mimarlık, şehircilik, ticaret ahlakı, tasavvuf gibi bu kurumlar kendi kültürel nesnelerini de elbette üretiyorlardı. Bilindiği üzere, 1071’den hatta daha öncesinden 1453’e kadar geçen asırlar boyunca Anadolu bir İslam diyarı, İslam vatanı olmuştu. Medreseler, tekkeler, dergahlar, kışlalar, vakıflar, sivil yapılar el ele bu büyük dönüşümü inşa etmişlerdi.

Tasavvuf bu büyük inkılabın, bu büyük gönül fethinin belki de birinci gücüydü. Beraberinde iman, terbiye, ahlak, edep, hürmet getiren tasavvuf kurumları da elbette diğer bütün kurumlar gibi başkenti yani İstanbul’u kendilerine kalpgâh tayin ettiler.

Kıyafetleri, sembolleri, mekanları, her türlü objeleri ve kültürel ürünleriyle bu mutasavvıflar özel bir gelenek ve yeni bir hayat kurdular. İnceliklerle, kibirden uzak ayrıntılarla süslü bu hayatın objelerle dünyanın geri kalanına verdiği mesaj ise hep hayranlık uyandırdı, insanları hayra ve hasenata teşvik etti.

Tekkelerin mimari üslubu oluştu, tarikatlar kendi kıyafetlerini ve estetiğini arayıp buldular. Tekkelerde muazzam bir musiki kültürü oluştu. Hat sanatında zirveye çıkıldı. Bu zenginlik İslam’ın mesajına, İstanbul’un güzelliğine yakışır sayısız sembole dönüştü. İlahiyatçıların, sosyal tarihçilerin, sanat tarihçilerinin, folklor uzmanlarının, mimarların ve hatta moda tasarımcılarının ilgisini çeken İstanbul’un tasavvuf hayatı devasa bir külliyat olarak medeniyetimizin bir parçası oldu.

Bu büyük birikimi akademik bir bakışla tasnif etmek, objelerin değerlerini tayin etmek, anlamlarını deşifre etmek, güzelliğini kayıt altına almak, teolojik derinliğini keşfetmek için yıllardır uzmanlarımız, hocalarımız, sanatçılarımız çalışıyor. Biz de bu gayretlerin neticesi olan bilimsel çalışmaları ve sanatsal dokunuşları bir sergi ile kayıt altına almak istedik.

İstanbul’da Tasavvufî Hayat sergisi bu anlamda değerli bir çalışma oldu. Sadece doğal ve tarihi güzellikleriyle değil böylesi insana ve topluma dair zengin kurumlarıyla da var olan İstanbul’un bu yönüne dikkat çeken bu çalışma hepimiz için unutulmaz bir girişim oldu. Sergi kitapçığı da başlı başı bir eser hüviyetinde olan bu serginin gerçekleşmesine emeği olan birçok kurum ve kuruluş var. Herkesi ve her kurumu saygıyla selamlıyorum.

Hilmi Türkmen
Belediye Başkanı

Yayını indirmek için tıklayınız