Ayşe Sıdıka Hanım Köşkleri

Kurumlar

Kurum Adı Ayşe Sıdıka Hanım Köşkleri

Köşkler, Baba Nakkaş Sokağı'nın 90 derece dirsek yaptığı yer ile Kuzguncuk Çarşı Caddesi arasında ve Kuzguncuk Gazhanesi Sokağı'nın sağ tarafındaki meyilli arazi üzerindedir. Burada üç ahşap köşk bulunmaktadır. Baba Nakkaş Sokağı'na açılan 7 ve 5 kapı nolu köşklerden ilki biraz harap olduğundan terk edilmiştir. Üçüncü köşkün kapısı, Kuzguncuk Çarşı Caddesi'ne açılmakta olup 29 no'ludur. Son derece bakımlı ve güzel bir binadır. 7 no'lu ilk köşkü, Müşir Mehmet Ali Paşa'nın eşi Ayşe Sıdıka Hanım (öl. 1905'ten sonra), 1895 tarihinde büyük kızı Hayriye Hanım için yaptırmıştır. Güzelliği ile ünlü olan Hayriye Hanım, Hareket Ordusu Kumandanı Cihangirli Hüseyin Hüsnü Paşa'nın (öl. 1921) eşidir. Ayşe Sıdıka Hanım, Ömer Naili Paşa'nın (Macar, öl. 1870) süt kardeşi ve Yaver Sadeddin Paşa'nın da kız kardeşi idi. Hüseyin Hüsnü Paşa'nın Muhsin ve Tahsin Bey adlı iki oğlu ile Nimet Hanım isimli bir kızı vardı. Muhsin Bey'in resmini, Kulüp Rakısı şisesi etiketlerinde görmek mümkündür. Diğer resim ise, Sait Çelebi'ye aittir. Tahsin Bey, Mehmet Ali Aybar'ın babasıdır. Ayşe Sıdıka Hanım 5 kapı no'lu köşkü, 1899 tarihinde, kızı Zekiye Hanım için yaptırmıştır. Zekiye Hanım, İsmail Fazıl Paşa'nın eşi ve General Ali Fuat Cebesoy'un da annesidir. Fazıl Paşa, bir müddet Üsküdar'da Salacak'ta bir kira evinde oturmuştur. Bu evde oturdukları sırada Harbiye'ye girdiği için, Ali Fuat Cebesoy'un künyesi Ali Fuat Salacak'tı. İsmail Fazıl Paşa Giritli'dir. Babası tüccardan İbrahim Efendi'dir. Paşa, birçok görevlerde bulunmuş ve 1919 haziranında Ankara'ya gelerek Kuva-yı Milliye'ye katılmıştır. 1921'de Ankara'da vefat etti. Kabri, Hacı Bayram Camii yakınındaki türbededir. Atatürk'ün, Osman Nizami Paşa (öl. 1939) ile tanışması da bu sırada ve 1903 senesi haziranında bu köşkte olmuştur. Ayşe Sıdıka Hanım, üçüncü köşkü de küçük kızı Adviye Hanım için yaptırmıştır. Adviye Hanım, Kutü'l-Amara Mutasarrıfı Selâmi Bey'in eşi idi. Bu zat daha sonra, karşı köşede bulunan Marko Paşa'nın büyük kârgir konağını satın almıştır. Marko Paşa'nın köşkü ise, Üsküdar Amerikan Kız Lisesi kapısının sağ tarafında idi. Bu köşk son senelerde restore edilmiştir. Müzeyyen Senar Hanım uzun müddet, o zamanlar harap olan bu köşkte oturmuştur. Arkasındaki çam ağaçlı bahçe Marko'nun Bahçesi diye ünlü idi. Burada bir gazino açılmıştı. Müşir Mehmet Ali Paşa, Prusyalı bir muzikacının oğludur. Genç iken İstanbul'a gelip 1262 (1846)'da Harbiye'ye girerek müslüman oldu. erkân-ı harp çıkıp seri terŞ ile liva ve 1868'de ferik olarak Yanya Kumandanı oldu. Güzel hizmetlerle Arnavutluk tarafına gönderilip Yenipazar kumandanlığında uzun müddet bulunmuştur. Mühim muharebeler kazanıp 1877 başlarında Tuna Garp Ordusu Başkumandanı oldu. Askeriye ilminde mahir, muharip, şeci ve çalışkan idi. Berlin Anlaşması'nda ikinci murahhastı. Bu anlaşmaya göre, Arnavutluk topraklarının bir kısmı Yunanistan ve Karadağ'a terk edilmesinin sebebini Mehmet Ali Paşa'dan bilmeleri üzerine halk ayaklanmış ve Paşa'yı Yakova'daki konağında kurşunluyarak yaralamışlardı. Rıza Bey adlı bir Arnavut sokak ortasında, henüz hayatta olan Paşa'nın başını keserek öldürdü. O sırada 44 yaşında idi. 10 Ramazan 1295 (Eylül 1878). Kesik başı bir sırığa geçirilmiş üç gün davul, zurna çalarak sokak sokak teşhir edilmiş ve daha sonra yanan köşkün (Kule) önüne, öldürülen alay emini ile beraber, gübreliğe gömülmüştür. İki sene sonra, Sultan Mecit devri memurlarından Yusuf Gök Çavuş adında bir ihtiyar, Paşa ile alay emininin kabirlerini yaptırmıştır. Müşir Mehmet Ali Paşa, Nâzım Hikmet'in büyük babasıdır. Nâzım Hikmet'le Mehmet Ali Aybar'ın anneleri tarafından dedelerinin babası Mustafa Celâlettin Paşa da bir Polanyalı dönmedir. "Ne hikmetse Celîle'den doğma Nâzım, Türkiye ile alâkasını kesince Selânik'in son valisi Mehmet Nâzım Paşa'nın oğlu bulunan babası Hikmet Bey'in soyunu değil de anasının soyunu benimseyerek Verzanski soyadını almıştır."