Atpazarı Osman Efendi Mescidi

Kurumlar

Kurum Adı Atpazarı Osman Efendi Mescidi

Mescit, Atpazarı semtinde, eski Atpazarı Caddesi, Yeni Toptaşı Caddesi ile Beygirciler Sokağı'nın birleştiği yerde ve köşedeki 1141 (1728) tarihli Genç Mehmet Paşa Çeşmesi'nin arkasında idi. Mabedin duvarları yığma moloz taşından olup küçük minaresi ve çatısı ahşaptı. Kapı karşısında medrese tarzında yapılmış derviş hücreleri vardı. Bugün yeri park olarak kullanılmaktadı r. Osman Efendi, semtinden dolayı, Atpazarî lâkabıyla ünlü idi. Hadîka yazarı, "Mehmed Sabûrî Efendi'nin 1130'da vefat etmesi üzerine Hüdâyî Dergâhı'na şeyh oldu" demektedir. Oysa Silsile-i Celîle-i Celvetiye'de Sabûrî Efendi'den sonra oğlu İsmail Efendi'nin şeyh olduğu görülmektedir. İsmail Efendi çok küçük olmasından ona vekâlet etmiş olabilir. Zaten kendi tekkesini 1133'de yaptırdığına göre, Hüdâyî Şeyhi olarak pek az kaldığı ve asaleten de atanmadığı için de buradan ayrıldığı anlaşılmaktadı r. Şimdiki mabet kare plânlı ve tek kubbelidir. Kubbesi sekiz yüzlü bir kasnağa oturtulmuştur. Mermer söveli ve kemerli kapısının takına bir âyet-i kerime hak edilmiştir. Bu kapı önünde, dört sütunlu ve üç kubbeli bir revak vardır. Alt üst pencerelerden ışık alır. Minberi mermer olup mihrabı Sümerbank'ın neŞs çinileri ile kaplanmıştır. Sağdaki minaresi, mabet gibi kesmetaş ile kaplanmı ştır. Şerefesinin altı sarkıtlıdır. Minare kaidesine konulan bir levhada cami-i şerifin merhum Hacı İbrahim Şakir'in eşi Hacı Semiha Şakir tarafından yapıldığı yazılıdır. Kıble tarafındaki sekiz yüzlü şadırvanın üstü, sekiz mermer sütunun taşıdığı sivri bir kubbe ile örtülmüştür. Gerek mabet ve gerekse şadırvan neis eserlerdir. Hacı Bedel'in bu mabet civarında ayrıca bir mektebi vardı.