BELEDİYE BAŞKANI HİLMİ TÜRKMEN ÜSKÜDAR-EMİNÖNÜ VAPUR YOLCULARINA AŞURE İKRAM ETTİ

Bu sabah işlerine giden İstanbullular, okul yolundaki gençler ve belki de Üsküdar’dan ilk kez karşı kıyılara geçecek olan misafirler, kentin koşturmasına karışmadan önce incelikli bir sürprizle karşılaştılar. Şehir Hatları vapurlarının yolcuları, güne, Nuh’un Gemisi’nden bu yana bize insanoğlunun varoluşunun bir hatırlatıcısı olan Aşureyle başladılar.

Aylarca suda kalan Nuh’un Gemisi’nde hızla tükenen yiyeceklerin bir kazanda toplanarak pişirilmesiyle günümüze kadar ulaşan bu kutsal geleneği yaşatmak bizce çok özel ve anlamlı bir çaba.

Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi TÜRKMEN’in vatandaşa bizzat aşure ikramında bulunduğu etkinlik gün boyu Üsküdar’ın çeşitli noktalarında devam edecek.

Bu haberi okuyup Şehir Hatları vapurlarındaki ikramı kaçırdıkları için üzülenlere ise iyi bir haberimiz var: Bugün saat 13:00’te, Üsküdar Belediyesi Hizmet Binası önüne, saat 17:00’de ise Üsküdar Sahaflar Çadırı önüne tüm vatandaşlarımızı lezzetli aşurelerimizden tatmaya bekliyoruz. 

Aşurenin Hikayesi:

Hicri yılbaşı olarak kabul edilen ve Hz. Hüseyin’in Kerbela’da şehadetine denk geldiğinden, 12 gün tutulan orucun ardından, aşure kaynatılıp eş, dost ve komşulara ikramda bulunulduğu geleneksel hale gelen Aşurenin yapılış amacına ulaşıldığı bir ay olur. Herkes aşurenin varoluş hikayesinin Hz. Nuh tufanı ile başladığını bilmektedir. Hz. Nuh’un oğulları olan; Sam, Ham ve Yasef kendisine iman etmelerine karşın Kenan ve kavminden pek çok kimse ona inanıp iman etmez. Bin seneden fazla Allah’ın emirlerini kavmine tebliğ etmesine karşın ne yazık ki çok zulme uğrar ve onların alaylarına maruz kalır. Sonunda kavmini Allah’a şikayet eder. Allah, Hz. Nuh’a çok büyük bir gemi yapmasını emreder. Ve ona yardım etmesi için Cebrail (as) kendisine yardımcı gönderir.

Hz. Nuh emre itaat ederek büyük bir gemi yapar ve kendisine iman eden ne kadar mümin varsa onları gemiye bindirir. Her cinsten birer çift hayvanı da yanlarına alır. Ve Allah sonunda büyük tufanı kopartır. Gökten yağan yağmurlar ve yerden fışkıran sular bütün yeryüzünü kaplar ve gemi hareket eder.

Sadece gemiye binen müminler kurtulur. Gemi aylarca suda kalır. Bu zaman zarfında yanlarına aldıkları yiyecekler tükenmeye başlar. Geriye kalan yiyecekleri bir kazanda toplayarak bir çorba pişirmeye başlarlar. O zamanda yapılmış çorbaya bugün Aşure diyoruz. Yüzyıllardan bu yana değişmeyen gelenekle birlikte Muharrem Ayı’nın, yaşanan terör olaylarının sona ermesine, birlik, beraberlik ve kardeşliğin daha da perçinlenmesine, ülkemizde huzur ve barış ortamının hakim olmasına vesile olmasını diliyoruz.